SİZİN İÇİN BURADAYIZ
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Anoreksiya nervoza, bireyin kilo alma korkusuyla beslenmeyi bilinçli olarak kısıtladığı, ciddi fiziksel ve psikolojik etkiler doğurabilen bir yeme bozukluğu türüdür. Genellikle ergenlik ve genç erişkinlik dönemlerinde başlayan bu rahatsızlık, özellikle kadınlarda daha sık görülse de erkeklerde de rastlanabilir.
Bu hastalıkta kişi, gerçek kilosuna ve vücut yapısına bakmaksızın kendini şişman olarak algılar. Vücut ağırlığını kontrol etme çabasıyla aşırı diyet yapma, kalori alımını kısıtlama, yoğun egzersiz yapma, kusma ya da laksatif (bağırsak boşaltıcı) ilaç kullanma gibi davranışlar geliştirebilir. Anoreksiya nervozalı bireyler genellikle normalin çok altında bir vücut ağırlığına sahip olmalarına rağmen hâlâ kilo vermek isterler.
Anoreksiya, tedavi edilmediğinde kalp ritim bozuklukları, kemik erimesi, organ yetmezlikleri ve hatta ölümle sonuçlanabilen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavisi; psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve gerektiğinde ilaç tedavisini içeren çok disiplinli bir yaklaşımla yürütülmelidir.
Anoreksiya nervoza, kişinin kilo alma korkusu nedeniyle yemek yemeyi bilinçli şekilde kısıtladığı, ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlar doğurabilen bir yeme bozukluğudur. Bu hastalık, bireyin beden algısında bozulma yaşamasına ve ideal kilosunun çok altına düşmesine rağmen hala kendisini kilolu görmesine neden olur.
Anoreksiya genellikle ergenlik döneminde başlar ve çoğunlukla kadınlarda görülür; ancak erkeklerde de ortaya çıkabilir. Hastalar çoğu zaman aşırı diyet yapar, öğün atlar, kalori hesabı yapar, aşırı egzersiz yapar ya da yedikten sonra kusma gibi davranışlar sergiler. Tüm bu davranışlar, kilo almaktan kaçınmak ve daha zayıf olmak isteğiyle şekillenir.
Hastalık sadece kilo kaybıyla sınırlı değildir; psikolojik kökenli bir rahatsızlık olduğu için kişinin özgüveni, duygusal durumu ve sosyal ilişkileri de etkilenir. Anoreksiya ilerledikçe; hormon dengesi bozulabilir, adet döngüsü durabilir, kemik erimesi, saç dökülmesi, tansiyon düşüklüğü gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. İleri vakalarda kalp yetmezliği ve organ bozulmaları da gelişebilir.
Anoreksiyanın tanısı, bireyin beden kitle indeksinin (BKİ) düşük olması, kilo alma korkusunun olması ve beden algısında ciddi bozukluk gözlenmesiyle konur. Tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli olabilen anoreksiya, psikoterapi, beslenme danışmanlığı ve tıbbi destekle tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Anoreksiya nervoza, tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalık değildir. Genetik, psikolojik, çevresel ve sosyokültürel faktörlerin bir araya gelmesiyle gelişen çok faktörlü bir yeme bozukluğudur.
Anoreksiyanın oluşumunda rol oynayan başlıca nedenler şunlardır:
Psikolojik Faktörler:
Genetik ve Biyolojik Faktörler:
Ailevi ve Sosyal Etkenler:
Toplumsal ve Kültürel Etkiler:
Kişisel Deneyimler ve Travmalar:
Anoreksiya genellikle kişinin kendi bedeni üzerindeki kontrolünü sağlama arzusuyla başlar. Ancak bu kontrol zamanla kişinin sağlığını, psikolojisini ve yaşam kalitesini tehlikeye atan bir takıntıya dönüşebilir.
Anoreksiya nervoza, hem fiziksel hem de psikolojik belirtilerle kendini gösteren ciddi bir yeme bozukluğudur. Hastalık ilerledikçe belirtiler daha belirgin hale gelir ve hayati risk oluşturabilir.
Fiziksel Belirtiler:
Anoreksiyanın belirtileri zamanla şiddetlenebilir ve tedavi edilmediği takdirde kalp yetmezliği, organ hasarı ve ölüm gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Erken teşhis ve müdahale, hastalığın kontrol altına alınması ve bireyin hem fiziksel hem psikolojik olarak iyileşmesi açısından hayati önem taşır.
Anoreksiya nervoza, sadece ciddi kilo kaybına yol açmakla kalmaz; aynı zamanda uzun vadede birçok sistemik sağlık sorununa, yani komplikasyonlara neden olabilir. Yetersiz beslenme ve vücut ağırlığının idealin çok altına düşmesi, hayati organların işleyişini bozar ve kalıcı hasarlar bırakabilir.
Anoreksiyanın neden olabileceği başlıca komplikasyonlar şunlardır:
Anoreksiya, fiziksel sağlık kadar zihinsel sağlığı da tehdit eden çok yönlü bir hastalıktır. Bu nedenle, erken tanı ve bütüncül bir tedavi yaklaşımı (psikolojik destek + medikal müdahale + beslenme danışmanlığı) hayati önem taşır.
Anoreksiya nervoza, hem fiziksel belirtiler hem de psikolojik değerlendirmeler sonucunda teşhis edilen bir yeme bozukluğudur. Tek başına kilo kaybı tanı koymak için yeterli değildir; kişinin yeme davranışları, beden algısı ve psikolojik durumu detaylı şekilde değerlendirilmelidir.
Teşhis süreci genellikle şu yöntemlerle gerçekleştirilir:
Anoreksiya nervozanın teşhisi, sadece fizyolojik değil; psikolojik boyutları da içeren çok yönlü bir değerlendirme süreci gerektirir. Bu nedenle tanı genellikle psikiyatrist, diyetisyen, iç hastalıkları uzmanı ve gerekirse endokrinolog gibi uzmanların ortak çalışmasıyla konur.
Anoreksiya nervoza, hem fiziksel sağlığı hem de zihinsel sağlığı tehdit eden ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu nedenle tedavi süreci multidisipliner (çok uzmanlı) bir yaklaşımla yürütülmelidir. Tedavinin amacı sadece kilo almak değil; aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıklarını yeniden kazanmak, bozulmuş beden algısını düzeltmek ve altta yatan psikolojik sorunları çözmektir.
Psikoterapi (Bilişsel Davranışçı Terapi - BDT)
Anoreksiya tedavisinin en önemli basamağıdır.
Beslenme Desteği
Bir diyetisyen tarafından kişiye özel planlama yapılır:
Tıbbi İzlem ve İlaç Tedavisi
Hastane Yatışı (Gerekli Durumlarda)
Bazı vakalarda kişi için hayati risk oluşabilir. Bu durumlarda hastane yatışı gerekir:
Hastanede:
Aile Desteği ve Sosyal Destek
Anoreksiya hastalarının iyileşme sürecinde aile desteği hayati önem taşır. Özellikle genç bireylerde, ebeveynlerin tedaviye dahil olması tedavi başarısını ciddi şekilde artırır.
Ayrıca sosyal izolasyonu önlemek için:
Anoreksiya tedavisi zaman alabilir, ancak doğru yaklaşımla tam iyileşme mümkündür. Tedavi süreci boyunca sabır, anlayış ve profesyonel destek şarttır. Erken tanı, hem fiziksel hem de psikolojik iyileşme açısından büyük avantaj sağlar.
Hayır. Anoreksiya genellikle düşük kilolu bireylerle ilişkilendirilse de, bazı kişiler ciddi yeme kısıtlamalarına rağmen normal kiloda kalabilir. Bu kişilerde de aynı psikolojik sorunlar ve sağlık riskleri görülebilir.
Evet. Anoreksiya nervoza, tüm psikiyatrik hastalıklar arasında en yüksek ölüm oranına sahip bozukluklardan biridir. Kalp durması, organ yetmezliği veya intihar gibi nedenlerle ölüm riski doğurabilir.
Evet. Erken tanı ve çok yönlü bir tedaviyle (psikoterapi, beslenme desteği ve tıbbi takip) tam iyileşme mümkündür. Ancak süreç uzun sürebilir ve sabır gerektirir.
Hayır. Her ne kadar ergen kızlarda daha sık görülse de, erkeklerde, yetişkinlerde ve hatta çocuklarda da ortaya çıkabilir.
Evet. Tamamen iyileşen bireylerde bile, duygusal stres, kontrol kaybı ya da beden algısı tetikleyicileri nedeniyle nüks (tekrarlama) riski olabilir. Bu yüzden psikolojik takip uzun vadeli sürmelidir.
Çünkü anoreksiya, gerçek dışı bir beden algısı yaratır. Kişi aşırı zayıf olsa bile kendini hâlâ şişman hissedebilir. Bu nedenle hastalığı reddetmek, anoreksiyanın bir belirtisidir.
Bu kişiye, hastalığın şiddetine ve tedaviye yanıt durumuna göre değişir. Bazı bireyler birkaç ay içinde toparlanırken, bazılarında tedavi yıllar sürebilir.
Hayati risk varsa ve kişi kendine zarar verecek durumdaysa, bazı ülkelerde zorunlu yatış ve tedavi yasal olarak uygulanabilir. Ancak ideal olan, tedavi sürecinin gönüllü olarak yürütülmesidir.