SİZİN İÇİN BURADAYIZ
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Böbrekler, fasulye biçiminde olan, belin üstünde omurganın iki tarafında bulunan ve ebatları 13 cm’yi bulabilen önemli organlarımızdandır. Başta üre olmak üzere kandan artık maddeleri süzer ve bu artık maddelerin su ile birlikte idrar yoluyla boşaltımını sağlar.
Vücutta adeta süzgeç görevi gören böbreklerin birçok farklı işlevi bulunmaktadır. Vücudun asit baz dengesini düzenlemek, kan basıncını ayarlamak, D vitamininin daha verimli kullanılmasını sağlamak ve diş ve kemik gelişimine yardımcı olmak bunlar arasında sayılabilir. Böbrekler vücut içi dengenin sağlanmasında da (homeostaz) büyük önem teşkil ederler.
Birçok işlevi olduğuna değindiğimiz böbreklerin, aynı zamanda bu işlevlerini aksatacak etkilere yol açan çeşitli hastalıkları da bulunmaktadır. Böbrekleri etkileyebilecek birçok tür hastalık bulunmaktadır. Ancak böbrek hastalıklarının belirtileri aynı oranda çeşitlilik göstermeyebilir. Belirtilerin görülmesi üzere gereken tetkiklerin yapılmasıyla böbrek hastalığının türü belirlenebilir.
Böbrekler gerekli işlevlerini yerine getiremediklerinde, kanda su ve artık metabolizma ürünleri birikir ve vücutta başka problemlere yol açar. Böbrek hastalıklarında erken teşhis çok önemlidir. Bu sebeple düzenli sağlık kontrollerinin yapılması önem teşkil etmektedir.
Vücuttaki rolünün önemine değindiğimiz böbreklerimiz tabiri caizse tam olarak kanı temizleyen filtre görevi görmektedirler. Bunun yanı sıra birçok işlevi daha bulunan böbrekler, iki tane olarak karın bölgesinin arka kısmında, belin üzerinde yer alırlar. Boyutları 13 cm’yi bulabilmektedir.
İki böbreğinde üzerinde böbrek üstü bezleri yer almaktadır. Böbrek üstü bezleriyle birlikte böbrekler, yağ dokuyla çevrelenip (pararenal yağ), bu yapı da böbrek zarı (renal fasiya) ile sarılıdır. Böbreklerden biri ya da her ikisi doğuştan bulunmayabilir. Normalde 2 adet bulunan böbrekler çoğu insanda tek de olabilmektedir. Tek böbrekle sağlıklı yaşam sürdürebilen birçok insan bulunur.
Böbrekler, yoğun kan dolaşımına imkan veren yapıları sayesinde dokulara gelen kanın süzülmesini ve artık metabolizma ürünlerinin idrar yoluyla atılmasını sağlar. Temel olarak idrar üretiminden sorumlu ve boşaltım sisteminin ana unsurudurlar.
Böbreklerin belirtilen temel işlevinin yanı sıra diğer birçok fonksiyonu daha bulunmaktadır. İşlevlerini sağlayamama veya yapılarında meydana gelen değişiklikler sonucu doğan aksaklıklar böbrek hastalıklarına sebebiyet vermektedir. Birçok farklı böbrek hastalığından söz etmek mümkündür. Bu hastalıklar böbreklerdeki kan damarlarıyla sınırlı kalabileceği gibi, idrar yolları, böbreğin hormon üretim sistemi ya da böbrek dokusunu etkileyebilmektedir.
En sık görülen böbrek hastalıkları; kronik böbrek hastalığı, akut böbrek yetmezliği, idrar yolu enfeksiyonları, polikistik böbrek hastalığı, glomerülonefrit ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklardır. Hastalıktan etkilenen dokulara göre farklı etkileri ve işleyiş dinamiği olan hastalıklarda görülebilmektedir.
Yaygın olarak görülen böbrek hastalıklarını şu şekilde özetleyebiliriz;
Kronik Böbrek Hastalığı (KBH): En sık görülen böbrek hastalıklarından bir tanesidir. Kronik böbrek yetmezliği olarak da bilinmektedir. Böbreklerdeki damar yapılarının (glomerül) hasar görmesiyle, yeterli miktarda idrar üretilmesi ve vücuttan atık maddelerin uzaklaştırılması fonksiyonu sekteye uğrar. Sonuç olarak kandan uzaklaştırılması gereken zararlı maddelerin kandaki düzeyleri artmış olur.
Böbreklerin yavaş yavaş işlevini kaybettiği ve erken dönemde belirgin belirti gözlenmeyen bir rahatsızlık türüdür. Böbrek yetmezliği tanısı genellikle BUN ve GFB değerleri ölçülen kan testleriyle konulabilmektedir.
Kronik böbrek hastalığını 5 evrede sınıflamak mümkündür. 1. evreden 5. Evreye geçiş uzun zaman alabilir. Diyabet, hipertansiyon, çeşitli böbrek dokusu enfeksiyonları ve bazı böbrek fonksiyonunu azaltan ilaçların aşırı kullanımı kalıcı böbrek hasarına sebebiyet verebilmektedir.
Akut Böbrek Yetmezliği: Böbrek fonksiyonların da kalıcı hasara neden olmayan durumlarda akut böbrek yetmezliğinden söz edilebilir. Böbrek dokusunda hasara neden olabilecek ilaçlar, rahatsızlıklar veya çeşitli kimyasalların kullanımı böbreklerde geçici hasara yol açabilmektedir.
Akut böbrek yetmezliğinin her ne kadar kalıcı hasara sebebiyet vermediğine değinsek de tedavi edilmediği durumlarda kalıcı hasarlara da neden olabilir. İdrar üretiminden sorumlu yapıların hasara uğraması veya fonksiyonlarını geçici olarak kaybetmeleri esas problem olarak görülmektedir.
Böbrek Taşı: Böbreğin pelvis bölgesi ile idrar yolları boyunca idrardaki minerallerin çeşitli nedenlerle yoğunlaşarak dokular üzerine çökmeleri ve taşlaşmaları sonucu böbrek taşı oluşumu gerçekleşir. Dokularda tıkanmalara yol açan böbrek taşları, idrar yollarına da zarar vermektedir.
Böbrek taşı oluşumu sonucu meydana gelen tıkanmalar zamanla idrar sıvısının kanallarda birikimine ve enfekte olmasına sebep olabilir. Bu da ciddi enfeksiyonlara yol açar. Tedavi edilmediği takdirde böbrek yetmezliğine kadar uzanan ciddi sonuçlar doğabilir.
İdrar Yolu Enfeksiyonları: İdrar yolundaki dokuların, virüs, bakteri veya parazit gibi unsurlarla enfekte olmaları halinde idrar yolu enfeksiyonları meydana gelmektedir. İdrar yolu enfeksiyonları sıklıkla mesane dokusunda görülmektedir. Tedavi edilmediği halde böbreklere kadar ulaşabilir. Nadiren görülse de, vücutta gelişen enfeksiyonların kan yoluyla böbreklere ulaşması da olasıdır.
Böbreklerin ana işlevinin kanı filtre ederek metabolizma faaliyetleri sonucu oluşan artık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması olduğunu belirttik. Böbrek fizyolojisinin iyi bilinmesi, böbreğin işlevlerinin anlaşılabilmesi için kritik önem teşkil eder. Böbreklerin, genel başlıklar halinde fonksiyonlarını şu şekilde sıralayabiliriz;
Ayrıca D vitamininin etkinliğini artırıcı rol oynamaktadırlar. Beslenme veya güneş ışığının deriden emilmesi ile temin edilen D vitamini karaciğerde gördüğü ilk işlem sonrası ilgili hormonlar vasıtasıyla böbreklerde üretilir. Bununla birlikte, kemiklerde kalsiyum, fosfor ve iyonların depolanmasını sağlar.
Böbrek hastalıklarına geniş bir yelpazede değinilebileceğini belirttik. Belirti göstermeden ilerleyen böbrek hastalıkları da bulunmaktadır. Semptomlar çok çeşitli olabilmekle birlikte, böbrek hastalıklarının bazı önemli belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Böbrek hastalıklarının teşhisinde çeşitli görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerinden yararlanılmaktadır. İdrardaki çeşitli mineraller, proteinler veya idrarın çeşitli özelliklerinin incelendiği tam idrar tahlili bu tetkiklere örnek olarak verilebilir. Böbrek fonksiyon testleri ile de kandaki ilgili bazı parametreler değerlendirilerek teşhis konulabilir.
Bununla birlikte, ultrason ve tomografi gibi görüntüleme teknikleri ile böbreğin fizyolojik yapısı incelenebilir. Sonuçlar, sağlıklı böbreklerde olması gereken özelliklerle kıyaslanarak teşhise imkan sağlar. Böbrek hastalığının kesin tanısının koyulabilmesi adına biyopsi yöntemiyle böbrek dokusu alınması ve mikroskobik olarak incelenmesi de bir diğer teşhis yöntemidir.
Böbrek hastalıklarının doğurabileceği ciddi sağlık sorunlarına yazımızda geniş çerçevede değindik. Böbreklerde, geri dönüşü olmayan fonksiyon bozukluklarının doğurduğu hastalıkların yanı sıra böbrek kanseri gibi hastalıklarında günümüzde artış gösterdiğine değinmek isteriz. Erken teşhis hayat kurtarır, ibaresini her ne kadar böbrekler için bir sloganın ötesinde görüyor olsak da, böbrek hastalıklarından korunma yollarının bilinmesini de aynı ciddi yaklaşımla önemsiyoruz.
Bu doğrultuda, böbrek hastalıklarından korunmaya yardımcı birtakım unsurlara da değinmek isteriz;