SİZİN İÇİN BURADAYIZ
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Vücudun denge sisteminde yaşanan aksaklık sonucunda meydana gelen baş dönmesine vertigo denilmektedir. Baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı, halsizlik, mide bulantısı veya bayılma vertigonun belirtileri arasında sayılmaktadır. İç kulak, beyin ve ikisi arasındaki sinir ağında ortaya çıkan rahatsızlıklar vertigoya neden olabilmektedir.
Toplumda sık olarak görülebilen vertigoda kişi, kendisi veya etrafının döndüğünü hissetmektedir. Özellikle günlük yaşamı ciddi anlamda olumsuz etkileyebilen bu rahatsızlığın tedavisi mümkün olabilmektedir. Kişinin genel sağlık durumu, belirtilerin türü ve şiddeti ve altta yatan nedenler gibi unsurlara göre vertigo tedavi planı uygulanmaktadır.
Vertigo genellikle vücudun denge sisteminde yaşanan bir problem sonucu ortaya çıkan baş dönmesi hissi olarak tanımlanmaktadır. Baş dönmesi deyince kişinin dengesini sağlamada ki her türlü problem akla gelmektedir. Kayma hissi gibi de olabileceği gibi kişiyi yatağa bağlı kılan boyutlarda ciddide olabilmektedir. Sadece bir göz kararması olarak da ortaya çıkabilen bu rahatsızlığa tıp dilinde vertigo denilmektedir.
Vücudun denge sisteminin dinamikleri çok karmaşık olmakla beraber hala tam olarak çözülememiştir. Vücudun dengesinin sağlanmasında birçok organ rol oynamaktadır. Bu bağlamda dengenin sağlanmasında rol oynayan organlar arasında; omurilik, beyin, iç kulak, gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir sorun baş dönmesine neden olması ile birlikte ilgili organa özgü diğer belirtilerinde ortaya çıkmasına sebebiyet verir.
Vertigo ortaya çıktığı bölgeye göre temel olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; periferik ve santral vertigo olarak belirtilebilir. Beyinden kaynaklanan sorunlar ile bağlantılı gelişen durumlara santral vertigo denilmektedir. Beyin tümörü, kanama veya damar yapısındaki bozukluklar sonucunda santral vertigo gelişebilmektedir.
Kulaktaki denge merkezinden kaynaklanan sorunlar sonucunda ortaya çıkabilen denge bozulması ise periferik vertigo olarak adlandırılmaktadır. Kulak rahatsızlıklarının yanı sıra; kas iskelet sistemi hastalıkları, hipertiroidi ya da hipoglisemi vb. metabolik rahatsızlıkalarda periferik vertigoya sebebiyet verebilmektedir.
Vertigo rahatsızlığının büyük çoğunluğu periferik vertigo şeklinde görülmektedir. Genellikle iç kulak ile bağlantılı bir sorun neticesinde ortaya çıkan bu çeşit vertigoda, kişinin ayaktayken dengesini sağlayabilmesi gibi fonksiyonlar etkilenmektedir. Santral vertigo vakaları ise toplam vertigo şikayetleri arasında %20 gibi bir oranda görülmektedir.
Vertigo görülen kişiler kendilerini ve çevrelerini dönüyormuş veya hareket ediyormuş gibi algılamaktadır. Denge problemleri, mide bulantısı, kusma ve sersemlik hali vertigonun yaygın belirtileri arasında sayılabilir. Ayrıntılı bir tıbbi öykünün dinlenmesi neticesinde vertigo teşhisi konulabilmektedir.
Vertigo başlı başına bir rahatsızlık olarak tanımlanmayıp altta yatan nedenin ya da başka bir rahatsızlığın belirtisi olarak görülmektedir. Bu sebeple vertigo tedavisinde öncelikle altta yatan nedenin tespit edilmesi ve akabinde tedavisi gereklidir. Çeşitli ilaçların kullanımı, yaşam tarzı değişiklikleri, cerrahi müdahaleler ve fizik tedavi uygulamaları vertigo tedavisinde tercih edilebilen uygulamalar arasındadır.
Vertigo, iç kulakta dengeden sorumlu olan yapılarda ya da merkezi sinir sisteminde herhangi bir sorun olması sonucunda oluşmaktadır. Vertigonun en belirgin semptomu baş dönmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İç kulaktan kaynaklanan sorunların yanı sıra; kulak enfeksiyonları, bazı ilaç yan etkileri, migren veya beyinden kaynaklı sorunlar da vertigoya sebebiyet verebilmektedir.
Vertigoya neden olabilecek bazı önemli rahatsızlıklar şu şekilde değinebiliriz;
Bunlarla birlikte; anksiyete, panik atak, diyabet, düşük kan şekeri, migren, kulak cerrahisi ve beyincik veya beyin kökünü ilgilendiren hastalıklar da vertigoya neden olabilmektedir.
Vertigonun en bilinen semptomu, kişinin kendini veya etrafındakileri dönüyormuş veya hareket ediyormuş gibi algılamasıdır. Bununla birlikte, anormal göz hareketleri, terleme, kusma ve bulantıda görülebilmektedir.
Vertigonun bazı önemli belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;
Vertigo teşhisinde kişinin öyküsü ve fiziksel muayene öncelik teşkil etmektedir. Denge muayenesi ve tam kulak, burun, boğaz ve nörolojik muayene yapıldıktan sonra tabloya göre hangi çeşit vertigo olduğu saptanmaya çalışılır.
Tam teşhis konulabilmesi adına yararlanılan bazı denge testleri mevcuttur. Bunlar;
Vertigo tedavisi mümkün olan ve de altta yatan temel nedene yani hastalığa bağlı olarak tedavisi planlanan bir rahatsızlıktır. Vertigonun tedavisi açısından kişinin öyküsünün ayrıntılı olarak bilinmesinde büyük yarar vardır. Tedavide öncelikli ve temel yaklaşım vertigoya neden olan unsurun tespit edilmesidir.
Baş dönmesine neden olabilecek etkenlerin tespit edilmesi için; kan tahlili, çeşitli görüntüleme yöntemleri (ultrason, MR vb.) ve fiziki muayene gibi yöntemlerden yararlanılır. Orta kulak enfeksiyonundan kaynakli bir tabloda antibiyotik ilaç tedavisi tercih edilebilir. Kulaktaki, iyileşmeyen enfeksiyonlar için ise cerrahi yöntemlerden yararlanılabilir.
Çok sık görülen pozisyonel vertigo yani kristal oynamasına bağlı olarak gelişim gösteren vertigo tipinde düzeltme manevraları tedavide etkili olabilmektedir. Pozisyonel vertigoda uygulanan manevralar; epley, barbekü, semont gibi düzeltici manevra çeşitlerini içermektedir.
Bunlarla birlikte diğer tüm vertigo çeşitlerini de içeren hallerde ise çeşitli ilaç tedavileri, kulak içi enjeksiyon tedavisi, denge rehabilitasyonu ve çeşitli cerrahi müdahaleler terci edilebilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri de tedavide tercih edilen önemli bir etkendir.
Bu başlık altında özellikle vertigosu olanların dikkat etmesi gerektiğini düşündüğümüz bazı önemli unsurlara değinmek isteriz;